Beşiktaş açıkladı: Sergen Yalçın anjiyo oldu
Beşiktaş açıkladı: Sergen Yalçın anjiyo oldu
İçeriği Görüntüle

Cenevre merkezli Global Initiative Against Transnational Organized Crime tarafından yayımlanan Küresel Organize Suç Endeksi 2025 raporu, Türkiye’nin organize suç riskinde dünyada en kötü durumdaki ülkeler arasına yükseldiğini ortaya koydu. Türkiye, 193 ülke içinde 10. sıraya çıkarak Kolombiya, Meksika, Nijerya ve Ekvador gibi ağır suç ekonomileriyle aynı ligde yer aldı. Ülkenin suç skoru 7,20 olurken, küresel ortalama 5,08 seviyesinde.

Raporda Türkiye’nin en zayıf olduğu alanlardan biri, suç ağlarının siyaset ve bürokrasi içindeki aktörlerle kurduğu ilişki. “State-embedded actors” kategorisinde Türkiye’nin puanı 9,0 olarak ölçüldü; bu oran küresel ortalama olan 6,0’ın çok üzerinde. Söz konusu kategori, organize suçun yalnızca yeraltı gruplarıyla değil, devlet içindeki bazı kişi ve yapılarla kurduğu karşılıklı çıkar ilişkilerini inceliyor.

Suç ağları siyaset ve ekonomi çevrelerinden güç alıyor
Raporda, Türkiye’de suç aktörlerinin yalnızca sokak çeteleri veya mafya grupları olmadığının altı çiziliyor. Uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığından finansal dolandırıcılığa; sahte ilaç üretiminden akaryakıt ve altın kaçakçılığına; eğlence sektörü ve özel güvenlik şirketleri üzerinden yürütülen suçlardan kamu kaynaklarının zimmete geçirilmesine kadar geniş bir suç yelpazesinin, siyasal ve ekonomik bağlantılarla güçlendiği belirtiliyor.

Bu tabloyu değerlendiren uzmanlar, durumun yeni olmadığını ancak giderek sistematik hale geldiğini söylüyor. Ünlü iktisatçı Günter Reimann’ın 1939 tarihli The Vampire Economy kitabındaki tespitlerin de bugünün Türkiye’siyle örtüştüğü dile getiriliyor: Hukukun öngörülebilirliğini yitirdiği ortamlarda ekonominin yerini bir “suç ekonomisi” alıyor; piyasa aktörleri rasyonellikle değil, korkuyla hareket ediyor. Bu koşullar altında yatırım, inovasyon ve üretim zayıflıyor; ekonominin ana damarlarına rant, kayırmacılık ve gayriresmî ağlar yerleşiyor.

Yargı–yürütme çatlağı ve cezasızlık kültürü mücadeleyi zayıflatıyor
Raporda Türkiye’de güvenlik güçlerinin çok sayıda operasyon yapmasına rağmen, “uzmanlık eksikliği, siyasi etkiler ve çelişkili yargı kararlarının” kurumsal mücadeleyi sekteye uğrattığı vurgulanıyor. Yargı ile yürütme arasındaki gerilimin de suç örgütleriyle mücadelede koordinasyonu zayıflattığı belirtiliyor.

Siyasi baskılar, keyfi tutuklamalar ve yargıdaki çelişkili kararlar nedeniyle adalet sistemine duyulan güvenin sarsıldığı ifade ediliyor. Bu durumun suç ekonomilerinin genişlemesinde kritik bir rol oynadığı kaydediliyor.

Türkiye yalnızca 'geçiş' ülkesi değil; hedef ülke haline geldi
Endekse göre Türkiye, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığında hem transit hem de hedef ülke olarak tanımlanıyor. Yabancı uyruklular ve çocukların zorla çalıştırma, cinsel istismar, erken evlilik ve ev içi kölelik dahil çok çeşitli suistimallerin mağduru olduğu belirtiliyor. Göçmen kaçakçılığı faaliyetlerinin ise giderek Türkiye kaynaklı bir yapıya dönüştüğü ifade ediliyor.

Finansal ve siber suçlarda hızlı artış
Rapor, yalnızca şiddet içeren suçların değil, şiddet içermeyen fakat yüksek ekonomik zarara yol açan finansal dolandırıcılık ve siber suçların da Türkiye’de hızla yükseldiğini gösteriyor. Bu suç türlerinin tespiti zor olduğu için “gizli bir ekonomik tahribat” yarattığı vurgulanıyor.

Türkiye Avrupa’nın en kötü performans gösteren ülkesi
Raporda Türkiye, Avrupa’daki tüm ülkeleri geride bırakarak kıta genelinin en kötü organize suç skoruna sahip ülke olarak kaydedildi. Dünyada ise ilk 10 şöyle sıralandı:

Myanmar – 8.08
Kolombiya – 7.82
Meksika – 7.68
Ekvador – 7.48
Paraguay – 7.48
Kongo – 7.47
Güney Afrika – 7.43
Nijerya – 7.32
Lübnan – 7.30
Türkiye – 7.20

'Siyasal ve toplumsal sonuçları olan büyük bir kriz göstergesi'
Ekonomistler, Türkiye’nin dünyanın en yüksek suç skoruna sahip ülkeleri arasına girmesinin, ekonomik krizin arka planını anlamak için kritik olduğunu vurguluyor. Çünkü raporun gösterdiği tablo, ekonomideki çöküşün yalnızca para politikalarıyla açıklanamayacağını, devlet içi aktörler ve siyasal yapıların gölge ekonomilerle kurduğu ilişkilerin belirleyici olduğunu ortaya koyuyor.

Uzmanlara göre, suç ekonomisinin güçlenmesi hukuk devletinin zayıflamasıyla, hukuk devletinin zayıflaması ise ekonomik çözülmeyle birbirini besleyen bir döngü yaratıyor. Bu nedenle endeksteki yükseliş yalnızca bir güvenlik sorunu değil; ekonomik, siyasal ve toplumsal sonuçları olan büyük bir kriz göstergesi.

Muhabir: Konuşan Trabzon