AK Parti Genel Merkezi'nde saat 15.42'de başlayan MKYK toplantısı sona erdi. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, Teşkilat Başkanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın sunum yaptı.
Toplantıda ayrıca TBMM parti grubu çalışmaları ile Meclis gündemi ele alındı. MKYK'nın tamamlanmasının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın açıklamasında bulundu.
Gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ömer Çelik, yapay zekanın bazı meslekleri yok edeceği gibi söylemlere ilişkin "Öğretmenlerin olmadığı bir dünya, barbarlığa teslim olmuş bir dünyadır." dedi.
25 Kasım Kadına Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında değerlendirmelerde bulunan Çelik, AK Parti'nin iktidara geldiği günden beri bu konuda gerçekleştirdiği çalışmalara değindi.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNİ ZEHİRLEMEYE ÇALIŞANLARA MÜSADE ETMEYECEĞİZ"
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili konuşan Çelik, "Odak, terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır." ifadelerini kullanarak, süreci zehirlemeye çalışanların, sürecin üzerine toksik enerji boşaltmaya çalışanların da yaptıklarına müsaade edilmeyeceğini aktardı.
Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Burada terörsüz Türkiye’ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi olan varsa, bir eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz.
Ama onun dışındaki kavramların dışına çıkıp terörsüz Türkiye’ye ulaşmakla ilgili herhangi bir fikri, herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddedici bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve maalesef gayrimeşru birtakım siyasi etiketlemeler yoluyla, adlandırmalar yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların, sürecin üzerine toksik enerji boşaltmaya çalışanların da yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz tabii ki. Bununla da mücadele ederiz.
"TAKİP ETTİĞİMİZ YOK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN EGEMENLİK ALANI İÇERİSİNDEDİR"
Ama keşke burada herkes, terörsüz Türkiye’ye ulaşma konusunda entegre bir strateji ile ilgili söyleyecek sözü varsa onu söyleseydi.
Dolayısıyla takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir; Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanı içerisindedir.
Türkiye Cumhuriyeti kendi egemenlik alanı içerisindeki mekanizmaları ve araçları kullanarak bir devlet politikası olarak bu süreci yürütmektedir.
"DEVLETİMİZİN NİTELİKLERİ VE MİLLETİMİZİN DEĞERLERİ KONUSUNDA TAVİZ YOK"
Büyük milletimiz, aziz milletimiz müsterih olsun; devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda bir taviz ve pazarlık hiçbir şekilde söz konusu değildir. İyi niyetle, doğru siyasetlerle bu meseleye destek vermek isteyen, terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak isteyen herkesin katkısı son derece kıymetlidir.
"ODAK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FESHİDİR"
Yine hukuk devletinin imkan ve kabiliyetleri içerisinde bu yaklaşımlar ortaya koyulmaktadır. Dolayısıyla bunun zıttına birtakım işler yapıldığına dair değerlendirmelerin herhangi bir geçerliliği yoktur. Türkiye'nin terörle mücadelesi, sert güç unsurlarıyla terörle mücadelesi tarihi kadar; bu bahsettiğim şekilde demokrasinin imkanları içerisinde, meşru siyaset alanının imkânları içerisinde araçları kullanma şeklinde de bir tecrübesi vardır.
Burada odağı kaybetmemek gerekir. Odak, terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır. Sadece terör örgütünün feshedildiğine dair bir cümle ile kimse yetinmiyor. Ya da silahlar tamamen bırakılmadan, tamamen gündemden çıkmadan PKK terör örgütü bütün unsur ve uzantılarıyla fesih ve silah bırakma sürecini tamamlamadan; silahları teslim etmeden, yakmadan, gömmeden bunu gerçekleştirmeden hiç kimse sürecin tamamlandığını zaten ifade etmiyor.
"TÜRKİYE'NİN ODAK NOKTASI PKK'NIN BÜTÜN UNSUR VE UZANTILARIYLA SİLAH BIRAKMASIDIR"
Dolayısıyla odak noktası farklı siyasi gündemler değil, farklı siyasi değerlendirmeler değil; odak noktası terörsüz Türkiye'dir. Türkiye'nin odak noktası, PKK'nın bütün unsur ve uzantılarıyla feshi ve silah bırakmasıdır.
Irak için geçerli, Suriye için geçerli, İran'daki kolları için geçerli, illegal yapılanmalar için geçerli, Avrupa'daki yapılanmalar için geçerli. Aynı şekilde bu 'terörsüz bölge' konusuna da ilham kaynağı olacaktır, terörsüz bölge konusuna da bir iradenin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Zaten yakın çevremizde de görüyorsunuz; Türkiye, Kürt’e, Arap’a, Alevi’ye, Sünni’ye, Nusayri’ye, Ezidi’ye, Şii’ye, Dürzi’ye, herkese kötülük düşünenlerin bir parçayı sahiplenmiş gibi yaparak belli terör örgütlerini istikrarsızlaştırma ve bölgede birtakım terör devletçikleri vasıtasıyla kendilerine vekil güçler oluşturma arayışıyla faaliyetlerini sürdürdükleri bir tabloyu görerek; bu tablonun içerisinde devletimizin hem sert güç unsurları vasıtasıyla terörle mücadele ettik, hem hukuk devletinin ve demokrasinin verdiği imkan, kabiliyet ve araçlarla yumuşak güç unsurlarıyla bunu sürdürdük. Onun için odak noktası terörsüz Türkiye’dir.
"HER ZAMAN ŞUNU SÖYLÜYORUZ: TEK VATAN, TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK BAYRAK"
Herkes, kendi bulunduğu yerden ister siyasi parti olsun, ister sivil toplum örgütü olsun, ister başka bir kurum olsun bu meseleye verdiği desteğin ülkemizin birliğine, bütünlüğüne ve dirliğine verilmiş bir destek olduğunu unutmamalıdır. Her zaman şunu söylüyoruz: Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak anlayışı bunun üst ifadesidir; bunun başlığıdır.
Bütün bu yürütülen süreçte, burada pozitif bir dil kullanan; marjinal bir siyaset yerine, gerçekten Türkiye’nin merkez değerlerine hitap eden, söylediği sözü vatandaşlarımız arasında siyasi fitne çıkarmak veya vatandaşlarımızı birbirine karşı kışkırtmak için değil, Türkiye’de daha çok birlik, daha çok dirlik, daha çok bütünlük sağlamak üzere yerli yerine koyan herkesin sözü değerlidir. Ama öbür türlü, hiçbir yöntem önerilmemiştir.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ KENDİ GÜNDEMİNE HAKİMDİR"
Terörsüz Türkiye’nin ne olduğunu anlamadan, terörsüz bölgenin önümüzdeki 50 yıl, 100 yıldaki gelişmeleri etkileyecek büyük bir dinamik yaratacağına dair bir vizyonu veya değerlendirmesi olmadan, sadece zehirleyici bir şekilde bunu konuşanların maalesef tarihin geldiği noktayı, bölgemizdeki jeopolitik gelişmeleri ve uluslararası gelişmelerin geldiği noktayı okuyamadığını ve değerlendiremediğini görüyoruz.
Onun için Türkiye Cumhuriyeti kendi gündemine hakimdir. Devletin bütün kurumları, aynı şekilde Yüce Meclis, entegre bir strateji çerçevesinde şimdiye kadar sonuç üreten bir yol haritasını uygulamak üzere kendi iradesini ortaya koymaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, kendi gündemine hakim olarak bu süreci sürdürmektedir. İnşallah terörü hem ülkemizin hem de bölgemizin gündeminden çıkarmak için önümüzdeki dönemde de çalışmalarımızı sürdüreceğiz.




