Kurtuluş Savaşı henüz bitmişti…

Topraklarımız düşmandan temizlenmiş, esaret zincirleri kırılmıştı.

Lakin zaferin ardından ülkenin üzerine sessiz bir yorgunluk çökmüştü.

Her yer harabeydi.

Yakılan köyler, yıkılan köprüler, taş taş üstünde kalmamış şehirler…

Anlayacağınız, bir millet kendi küllerinden yeniden doğmanın sancısını çekiyordu.

Elde ne vardı derseniz…

Ne yolu vardı memleketin, ne fabrikası, ne limanı.

Gökyüzünde Türk bayrağını dalgalandıracak tek bir uçağımız bile yoktu.

Bir doktoru yetiştirecek öğretmen, bir köyü aydınlatacak meşale yoktu.

Topraklarımızda var olan tek şey, iman ve umuttu.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>FOTOĞRAF>>>>>>>>>>>>>>>>

İşte bu inanç ve azmin ruhu, Cumhuriyet’i ayağa kaldırdı.

Ve böylelikle tarihin en şerefli milleti, küllerinden doğrulup kendi kaderini yazdı.

Cumhuriyet, cehaleti yerle bir etti.

Köleliği bitirip vatandaşa onur kazandırdı.

Vesayeti yıktı, milleti efendi yapan güç oldu.

Aziz Türk Milletinin alnındaki teri özgürlüğe dönüştürdü.

Halkın sesi oldu, devletin ve yurttaş olmanın adını koydu.

Hal böyle iken…

Bugün görüyoruz ki, ağzında salyalarla Cumhuriyet’e saldıranlar var.

Hem de onun sağladığı özgürlüklerle konuşup, kendisine düşmanlık eden bir zümre ile karşı karşıyayız.

Daha kötüsü, cehaletin zincirine tutsak kalmış haliyle kendini ‘muktedir’ sanan bu zihniyete ülkenin yarını olacak genç nesilden alkış tutanlar var.

İşte tam da bu yüzden, Cumhuriyet’e sahip çıkmak, tarihini okumuş olan her vatan evladının boynunun borcudur.

Zira Cumhuriyet dediğimiz yönetim biçimi sadece bir rejim değil, bu asil milletin onuru, emeği ve alnının teridir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığını ortaya koyan bu düzene kast edenlere inat daha çok üretmek, daha çok aydınlanmak, daha çok kenetlenmek Türk olma şerefini taşıyan her vatan evladının boynunun borcudur.

Ezcümle ile…

Biz yapan Cumhuriyet’i İngiliz sevmesin, alışkınız.

Fransız, varlığımızdan hoşnut olmasın, ziyanı yok.

Elin Amerikalısı, Alman’ı, Yunan’ı bir olup mücadele etsin evelallah haklarından yine geliriz.

Bizi asıl derde sokan Cumhuriyet’in suyunu içip ekmeğiyle karnını doyurduğu halde ona karşı düşmanlık eden içimizdeki ne idüğü belirsiz gafillerdir.

Velhasılıkelam.

Bilinmeli ki, bahse konu kokuşmuş bu zihniyeti alt edip paha biçilmez büyük mirasımızı sağ salim evlatlarımıza bırakmak vatansever her Türkün en mühim ama en zor imtihanıdır.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bizlere bu toprakları vatan yapan ecdadımızı dualarla yad ediyor, Cumhuriyet’in kıymetini bilip sorumluluğunu taşıyan herkesin Bayramı’nı gönülden kutluyoruz.

GÜNÜN FIKRASI: YANLIŞ KAPIDAN GİRENLER

Bir adam, cennetin kapısında nöbet tutan meleğe sormuş:

- Burada hiç siyasetçi var mı?

Melek gülümsemiş:

- Vardı aslında… Ama hepsi kendini “dürüst siyasetçi” diye tanıtınca, yanlış kapıya yönlendirildiler!

Adam şaşırmış:

- Yani bir tane bile kalmadı mı?

Melek iç çekmiş:

- Bir tane vardı… Hala araştırıyoruz; Gerçekten siyasetçi miydi, yoksa kazara dürüst mü oldu, zaman gösterecek.

★ ★ ★

Yazmak iyi gelir.

Bana;

[email protected]” adresinden ulaşabilirsiniz.