Uluer Vardaloğlu, çocukluk yıllarından bu yana süregelen deniz tutkusunu el emeği tekne maketlerine dönüştürüyor. Aynı zamanda yelkenci olan Vardaloğlu, uzun yıllar boyunca gerçek boyutlu tekne yapımıyla da uğraştığını belirterek yaşının ilerlemesiyle birlikte bu uğraşın daha zahmetli hale geldiğini söyledi. Her bir çalışmanın yaklaşık 2-3 ay sürdüğünü kaydeden Vardaloğlu, özellikle duvarda sergilenen yarım kesit teknelerin dekor amaçlı olduğunu ifade etti. Sehpa olarak kullanılan tekne ise Karadeniz'e özgü, halk arasında "çırnık" olarak bilinen geleneksel bir balıkçı kayığının bire bir modeli. Orijinal formunun 1/16 ölçeğinde hazırlanan bu maket, Vardaloğlu'nun yaptığı son çalışma olma özelliğini taşıyor.

"Maket tekneyi evinde sehpaya dönüştürdü"

Yunan keşişlerden Gümüşhane'deki Hutura Kilisesi'ne ziyaret
Yunan keşişlerden Gümüşhane'deki Hutura Kilisesi'ne ziyaret
İçeriği Görüntüle


Tekneleri dekoratif amaçlı yaptığını kaydeden Vardaloğlu, "Çocukluktan beri süregelen bu hobi, denize olan tutkumun bir ürünü diyebiliriz. Aynı zamanda yelkenciyim. Uzun yıllar tekne yapımıyla uğraştım. Ancak yaş ilerledikçe bu iş giderek daha meşakkatli hale gelmeye başladı. Hobi amaçlı yaptığım için sadece boş zamanlarımda ilgileniyorum. Bir tekneyi yaklaşık 2-3 ayda tamamlıyorum. Duvarda sergilenen tekneler dekoratif amaçlı yapılmış yarım kesit modeller. Sehpa olarak kullanılan tekne ise aslında Karadeniz'de 'çırnık' olarak adlandırdığımız bir teknedir. Yöremizin ünlü balıkçı kayıklarından biridir. Bu tekneyi orijinal formunun 1/16 ölçeğinde yaptım. Altı metrelik versiyonunu da daha önce inşa etmiştim. Denizde başladık, evimizde bitirdik. Şimdiye kadar yaptığım en iddialı eser, sehpa olarak kullanılan bu teknedir. Türkiye'de bir benzeri yok. Orijinaline sadık kalınarak, tamamen kestane ağacından yapılmıştır. Kullandığım malzemeler çoğunlukla egzotik kökenli ağaçlardır. Genellikle Afrika ve Hindistan gibi ülkelerden temin ediyorum" diye konuştu.

Muhabir: Konuşan Trabzon